Prof. Dr. Alaeddin Asna

Alaeddin Asna; akademisyen, iletişimci, radyocu ve gazetecidir. İlk ve ortaöğrenimini Eskişehir ve Ankara’da tamamlamıştır. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı, Türkiye Halkla İlişkiler Derneği’nin ve A&B İletişim’in kurucusudur.

Asna; 1961 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nden mezun olmuştur. Mezun olduktan sonra çağdaş anlamda halkla ilişkiler uygulamaları ile tanışması (DPT) Devlet Planlama Teşkilatı’nda olmuştur. 30 Eylül 1960’da kurulan Devlet Planlama Teşkilatı’nın Koordinasyon Dairesi’ne bağlı Yayın ve Temsil Şubesi’ndeki göreve başladığında henüz 21 yaşındadır. DPT’nin amacı Türkiye’de sosyal ve ekonomik kalkınmayı planlamak ve yürütmektir. Yayın ve Temsil Şubesi’nin görevleri ise kurumu kamuoyuna karşı temsil etmek, planlı kalkınma fikrini tanıtmak ve bunun için görevler yapmaktı. Asna’ya göre halkla ilişkilere ilişkin Türkiye’de gerçek uygulamaların başlangıcı 1960’lı yılların başında DPT’nin Temsil Şubesi’ndeki etkinlikleri olmuştur.

Türkiye’de Halkla İlişkiler Eğitiminin Başlaması

1968 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’ne bağlı olarak Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksekokulu kurulmuştur. Yüksekokul ilk iki yılında öğrencilere genel alan dersleri verirken son iki yılda öğrenciler, Gazetecilik- Radyo/TV ve Halkla İlişkiler bölümlerine ayrılmaktadır. Alaeddin Asna üniversitedeki öğretim görevine de bu okulda halkla ilişkiler dersini vererek başlamıştır.

Alaeddin Asna ve A&B İletişim

Asna, 1974’te Türkiye’nin ilk Halkla İlişkiler şirketi A&B İletişim’i kurdu ve fiili olarak 1995 yılına kadar çalıştı. A&B, 200’e yakın uluslararası kuruluş ve organizasyona Halkla İlişkiler danışmanlığı yaptı. 1991 yılında Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği’nin (IPRA) Altın Küre ödülünü aldı. Asna, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde sürdürdüğü görevin yoğunlaşması üzerine, 1995 yılında şirket ortaklığından ve yönetiminden ayrılarak yalnızca eğitim faaliyetleriyle ilgilenmeye başladı. Asna’nın, A&B İletişim Yönetim Kurulu Üyesi ve Danışmanı olarak sürdürdüğü çalışmalar, 4 Ağustos 2015 tarihindeki vefatına kadar devam etti.

Alaeddin Asna’nın Hayatı Boyunca Yaptığı İşler

  •  Alaeddin Asna, Yeni İstanbul ve Vatan gazetesinde muhabir olarak çalıştı.
  • 1972 yılında Halkla İlişkilerin Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı ve ilk başkanı oldu.
  •  Koç Holding’de Halkla İlişkiler müdürü olarak çalıştı.
  •  İstanbul, Ankara, Anadolu, Ege, Marmara Üniversitesi’nde halkla ilişkiler, gazetecilik ve reklamcılık dersleri verdi.
  • Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde dekanlık görevini üstlendi.
  • TRT Ankara Radyosu için Çocuk Saati adlı programı hazırladı ve sundu.

ESERLERİ

  • ’Bir PR’cının Meslek Anıları’’ M. Alaeddin Asna, MediaCat, İstanbul, 2004
  •  ‘’Önce İletişim Vardı’’ M. Alaeddin Asna, Derin Yay, İstanbul, 2003
  •  ‘’Public Relations Temel Bilgiler’’ M. Alaeddin Asna, Der Yay, İstanbul,1998
  •  ‘’Kuramda ve Uygulamada Halkla İlişkiler’’ Alaeddin Asna, Pozitif Yayıncılık, İstanbul, 2006
  •  ‘’Bankacılar İçin Kişisel İlişkiler Bilgisi’’ M. Alaeddin Asna, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, Ankara, 1971

Ali Saydam

Alâeddin Asna Hoca’nın ardından… Başta rakipleri, önüne çıkan, daha doğrusu verecek yanıt bulamadıkları için polemiği düzeysizleştirmek durumunda kaldıkları kimseleri “PR yapıyor bunlar!” diye aşağılamaya çalışarak, aslında Halkla İlişkiler mesleğini ve iş disiplinini reddeden, hafife alan çok az sayıda cahilin dışında ülkemizde Halkla İlişkileri ciddiye alan ve bu alana yatırım yapan geniş bir iş kesimi oluşmuşsa; bu durum bugün cenazesi defnedilecek olan rahmetli Prof. Dr. Alâeddin Asna sayesinde gerçekleşmiştir.

Alâeddin Hoca, Türkiye’deki çok az sayıda ‘elini taşın altına koymuş’ iletişim akademisyenlerindendi. Tıp gibi, hukuk gibi, inşaat, mimarlık gibi uygulamalı bir bilim alanı’ (applied science) olan Halkla İlişkilerin hakkını dörtlük dörtlük vermiş bir bilim ve uygulama ustasıydı. Betül Mardin hanımefendi (Allah ona uzun ve sağlıklı bir ömür nasip etsin) ile birlikte kurdukları A&B Halkla İlişkiler ile uygulama alanında, üniversitede verdiği derslerde ve yaptığı akademik kariyerle ülkemizde Modern Halkla İlişkiler’in ilk temellerini atmıştı…

Ülkemizde 70’in üzerinde aktif İletişim Fakültesi olduğu söyleniyor. Bildiğimiz kadarıyla gelişmiş ülkelerde iletişim, bu arada tabii ki PR eğitimi de, fakülte bazlı değil, enstitüler temelinde organize edilmiştir ve aslında temel bir bilim eğitimi üzerine (özellikle sosyoloji, iktisat, psikoloji gibi sosyal bilimler) lisansüstü ve doktora çalışmalarıyla derinleştirilir. Bizim fakültelerimizden mezun PR’cıların PR sektöründe ancak %15-20 oranında istihdam edilebildikleri; hocalarımızın, -bazılarını kesinlikle tenzih ederek belirtelim-, tek bir ameliyat yapmamış cerrahi profesörleri gibi eğitim verdikleri ortamda bu oran bile yüksek sayılabilir… İşte Alâeddin Asna Hoca bu konuda örnek bir kimlik ortaya koymuştu…

Yazdığı kitaplar hiçbir zaman uygulamadan uzak olmadı. Batı’dan kopyala yapıştır ‘eserler’ de değildi hiçbiri…

Bir de benim bireysel olarak hayatımda çok önemli bir rol oynadığını belirtmek isterim. Kariyerimdeki kırılma noktalarından birinde en önemli kararı verirken onun yüreklendirmesi, birincil derecede etkili olmuştur…
Gazetecilik ardından dergi yayıncılığında yaptığım 13 yıllık kariyerde Genel Yayın Yönetmenliğinden en büyük yayınevlerinin Genel Müdürlüğü ve ortaklığı noktasına kadar ilerlediğim sürecin bir noktasında, PR sektöründe iletişim danışmanı olarak girip girmeme konusunu danışmak üzere, fizikî olarak hiç tanışmamış olmamıza rağmen randevu alıp kapısını çalmıştım…

“Bir an düşünme gel bu bâkir sektöre” demişti. “Senin gibi arkadaşlara ihtiyacımız var”… Haddimin sınırlarını zorlayıp şaka yollu, “Size rakip olmamı mı öğütlüyorsunuz, Hocam?” diye sormuştum…
Çok yalındı verdiği yanıt: “Türkiye’de serbest rekabetin, ürün ve hizmet çeşitliliğinin, pazar ekonomisinin gidecek daha o kadar uzun bir yolu var ki; bu sektör senin benim gibilerinin daha yüzlercesini kaldırır!”…
Yüzde yüz haklı çıktı usta. Sadece bir küçük rakam vereyim; PR sektörüne (Danışmanlık şirketlerinin uluslararası standartları benimsemiş çatı örgütü İDA’ya üye 26 ajans dışında) ‘şeffaflık’ pek uğramadığı için ancak tahminen söylenebiliyor, PR danışmanlık sektörünün yıllık net gelirinin 60 milyon dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Haydi yanıldık diyelim, 70 milyon dolar olsun…

Bu rakam ABD’yi bir kenara bırakın -orada rakamlar çok daha uçuk- İngiltere’de vasat sayılabilecek bir tek PR danışmanlık ve uygulama ajansının yıllık net gelirinden daha düşüktür… Bu arada Türkiye’de kendini PR ajansı olarak tanımlayan dört binden fazla şirketin bulunduğunu da belirtmeden geçmeyelim…

Alâeddin Hoca bu durumu bana 1990 yılında anlatmıştı… Tam 25 yıl önce…

Tuhaftır; ben onun ne ciddi bir entelektüel olduğunu, ancak eşim doktora çalışmasını tamamlamak üzereyken tespit edebilmiştim. “Halkla İlişkiler Okur Yazarlığı” adı altında verdiği dersi sanki ben de eşimle birlikte izledim… Her dersten sonra evde sohbetini eder, yeniden üretirdik bağlantıları… Felsefe ve dünya görüşü bütünlüğünün bu kadar mükemmel kavratıldığına ilk kez tanık oluyordum.

Sahip olduğu engin bilgi dağarcığını göstermemesi ve olağanüstü mütevazı tavrıyla sıradan sanılabilecek bir duruş sergilemesi, yıllarca onun ne kadar üstün fikrî değerlere sahip olduğunu anlamama engel olmuştu sanki… Benim adıma ne büyük gaflet… Yoksa ondan çok daha fazla ‘beslenme’ yolunda ne kadar çok şey yapardım… Eğer onun ardından bir pişmanlık duyuyorsam sadece bu yüzden duyuyorumdur…

Bugün aylar öncesinden planlanmış bir seyahatimiz olduğu için Teşvikiye Camii’nde huzurunda olamayacağız hocam. Affedeceğine eminim… Mekânın cennet olsun, Allah rahmetini üzerinden eksik etmesin, nur içinde yat sevgili ustam…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir